Yalnızlık Cesaret İster - Merve Deniz || Kitap Yorumu

Min Li Li | 8/23/2015 |

Adı: Yalnızlık Cesaret İster
Yazar: Merve Deniz
Tür: Romantik,Aşk,Macera
Goodreads Puanı: 4.23
Yayınevi: İndigo
Sayfa Sayısı: 448
Çıkış Tarihi:  2015

Birbirlerine yasladıkları tek şey bedenleri değildi; tüm umutları, umutsuzlukları o gece koyun koyunaydı.
Issız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?
Başarılı, genç ve güzel bir kadın olan Rüya, ta ki âşık olduğu adamla aynı adaya düşene kadar bu sorunun yanıtını hiç düşünmemiştir. Gönlünü, çalışanların "Otoriter Despot" ismini verdiği yöneticisi Arel Bozan'a kaptıran Rüya, Arel'in kendisini fark etmesi için sonsuz bir çaba içindedir, ama ne yaparsa yapsın bir türlü Arel'in dikkatini çekmeyi başaramaz. Çıkacakları Hindistan gezi ise Rüya'nın son şansıdır: Ya devam edecek ya da vazgeçecektir. Fakat hiçbir şey planladığı gibi gitmez ve kendisini âşık olduğu adamla birlikte ıssız bir adada bulur. Acaba hayatta kalmak için büyük bir mücadele verdikleri bu ıssız adada Rüya, Arel'in duvarlarını yıkabilecek midir?



 “ Ada” kitabının yorumunda bu tarzı sevdiğimi yazmıştım.Bu kitabı okuyup sevince de daha çok mutlu oldum.Issız adaya düşerseniz tarzında daha çok kitap çıkmalı ve bizde zevkle okumalıyız. :3

Rüya asistan olarak çalıştığı şirketin başkanı Arel Bozan’a aşıktır ama genç adam bu aşkı bırakın Rüya’nın bile farkında değildir.Rüya kuzum tek taraflı platonik aşkını kendince içinde yaşayıp dururken iş için Hindistan’a gideceklerini öğrenince fırsat bu fırsat, ya hep ya hiç mantığıyla Hindistan’da Arel’e aşık olduğunu itiraf eder.Tabi Arel Bey’imiz kızın şaka yaptığını zanneder.Gerçeği söylediğini öğrenince de Türkiye’ye döndükten sonra onunla çalışamayacağını bu yüzden istifa etmesini ister ama işler Arel’in eski sevgili Natali’nin ortaya çıkmasıyla değişiyor.

Natali neden, niçin yapıyor detaylarına girmeyeceğim ama Rüya ve Arel’i ıssız bir adaya göndertiyor.Aslında oraya cesetlerinin konmasını istiyor ama onları götüren adam insaflıymış da yaşamalarına izin veriyor,üstelik ihtiyaçları için de bir tane bavul koyuyor.

Ada da bir ay kalıyorlar ama ben keşke bir yıl falan kalsalardı dedim. :D

Başlarda Rüya’nın Arel’e kötü davranmasına gıcık olduğum doğrudur.Tamam adada mahsur kalmanın nedeni Arel ama adamı da düşün biraz canım.O da kötü oldu.

Arel dışarıdan bakınca soğuk ve mesafeli görünüyor ama bunun nedeni kendisini insanlara kapatması.Adam sevgi denen şeyi görmemiş ki!

Eh bu bir aylık zaman diliminde Rüya, Arel’in bütün duvarlarını yıktı tabi. :D

Kitapta hem ada macerası hem de onun dışında maceralar birbirini kovaladı.

Rüya’nın aşık olduğu adamla adaya düşmesi daha doğrusu bırakılması,sonra o adamın da ona aşık olmaya başlaması çok güzeldi.

Arel’in çocukluğunda yaşadıklarına,çocukluğunu yaşayamadığına üzüldüm.Rüya’nın onun yaralarını iyileştirmesini sevdim.

Belki bu ada işi olmasaydı Arel Rüya’nın farkına varmayacaktı.Adada mahsur kaldıkları ilk günler birbirlerine zıt gitselerde yavaş yavaş birbirlerine bağlanmaya başladılar.Yaşasın. :D

Kitapta en sevdiğim şeylerden biri yeri geldiğinde Arel’in de ağlamasıydı.”Erkek adam ağlamaz” tabusunu yıkan en güzel örnek oldu benim için.Çünkü bir kere değil birden fazla ağladı.Nasıl ki Rüya yeri geldiğinde gözyaşı döktüyse Arel’de döktü.Bu mutlu olunacak bir şey değil ama Arel’in kusursuz olmadığını göstermek açısından iyi bir şeydi diye düşüyorum.Ayrıca gök gürültüsünden korkması ise başka bir olaydı.İlk başlarda inkar etti ama Rüya diretince gerçeği söyledi.Erkek olsa da sonuçta o da bir insan ve korkuları olması çok normal.

Ada da mahsur kaldıkları süre boyunca Arel’in herşeyde Rüya’ya öncelik vermesi,aç olsa bile Rüya yesin diye yememesi ama Rüya’nın da konservenin yarısını bırakıp Arel’in yemesi için dışarı çıkması falan güzeldi.

Aralarındaki ilişkinin boyutu değişince Rüya’nın bir şeylere diretmesi ama Arel’in hep engellemesi sonra Rüya’nın sen beni istemiyorsun demesi komikti bence. :D

Bulunduktan sonra yaşananlar da güzeldi.Yine macera vardı. :D

Arel’in Rüya’yı kaçırıp tekrar başka adaya getirmesi tam sürpriz oldu,adam isteyince her şeyi yapıyormuş görmüş olduk. :D

İnci’nin yaşadıklarına ve sonunda olanlara üzüldüm derken yazar güzel bir sürpriz yapıp şaşırtmış bizi.Onu da sevdim.

Kitap sabah geldi ve saatler sonra bitti.Hatta teyzem ile gezmeye gitmek yerine onu ekip kitabı okumaya devam ettim.Tabi azarı da işittim. :D

Ama değdi bence,güzel kitaptı.Yazarı da ilk defa okumuş oldum bu sayede.

Kapak görseli harika çok beğendim, iç tasarımları da öyle.Redaksiyonda birkaç tane hata gördüm sanırım ama onlarda kitabın nazar boncuğu olsun. :3


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Copyright 2013 © BİR OTAKUNUN DÜNYASI

BLOG DESIGN BY BİR OTAKUNUN DÜNYASI